Avrupa’nın ortasında, hem tarih hem doğa açısından zengin bir ülke var: Bosna Hersek. Osmanlı’dan Avusturya-Macaristan’a kadar pek çok kültürün izini taşıyan bu ülke, aynı zamanda yemyeşil dağları, tertemiz nehirleri ve sakin kasabalarıyla huzur veren bir rota. Hem yakın mesafesi hem de uygun bütçeyle gezilebilmesi sayesinde son yıllarda birçok gezginin dikkatini çekiyor.
Bosna Hersek, kalabalık Avrupa şehirlerinden çok farklı bir atmosfer sunuyor. Burada zaman daha yavaş akar, insanlar daha içten yaklaşır. Saraybosna sokaklarında yürürken bir anda Osmanlı dönemine ışınlanmış gibi hissedebilir, Mostar’da bir köprüden geçerken geçmişle bugün arasında gidip gelebilirsiniz. Her köşe başında başka bir hikâye, her şehirde başka bir doku sizi karşılar.
Bu yazıda, Bosna Hersek’e ne zaman gitmeniz gerektiğinden başlayarak mutlaka görmeniz gereken yerlere kadar detaylı bir rehber hazırladık. Eğer siz de bu özel ülkeyi keşfetmek istiyorsanız, gelin birlikte başlayalım.
Bosna Hersek'te gezilecek yerleri öğrenmeden önce hangi mevsimde gitmemiz gerektiğini öğrenelim. Bosna Hersek yılın her döneminde farklı güzellikler sunar. Bahar aylarında doğa canlanır, nehir kenarları ve dağlar yeşilin en güzel tonlarına bürünür. Yaz mevsiminde şehirler daha canlıdır, festivaller ve açık hava etkinlikleri öne çıkar. Sonbaharda kalabalıklar azalır, ağaçlar sarıya döner ve doğa adeta bir tabloya dönüşür. Kış aylarında ise dağlık bölgelerde kar yağışı olur, özellikle kayak yapmayı sevenler için güzel seçenekler sunar. Genel olarak Bosna Hersek’i rahatça gezmek, tarihi yerleri keşfetmek ve doğanın tadını çıkarmak için en uygun zamanlar ilkbahar ve sonbahar aylarıdır.
Bosna Hersek, küçük bir ülke olmasına rağmen gezilecek yerler bakımından oldukça zengindir. Şehirleri tarihi yapılarıyla öne çıkarken, doğal alanları da doğaseverleri cezbetmeyi başarıyor. İşte Bosna Hersek’te mutlaka görmeniz gereken yerler:
Bosna Hersek’in başkenti olan Saraybosna, tarih boyunca farklı kültürlerin bir arada yaşadığı nadir şehirlerden biridir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde önemli bir idari merkez haline gelmiş, daha sonra Avusturya-Macaristan yönetimine geçmiştir. 20. yüzyılda ise Bosna Savaşı’na sahne olmuş, derin yaralar almış ama yeniden ayağa kalkmıştır. Bugün Saraybosna; camileri, kiliseleri, sinagogları ve tarihî sokaklarıyla “Avrupa’nın Kudüs’ü” olarak anılır. Osmanlı mimarisiyle inşa edilmiş, çarşı havasını koruyan tarihi sokaklarıyla Başçarşı, 1. Dünya Savaşı’nın çıkış noktası olarak bilinen Latin Köprüsü, Saraybosna Kuşatması sırasında kullanılan tünelin hikayesini barındıran Tünel Müzesi, şehri yüksekten görmek isteyenler için modern gözlem noktası olan Avaz Twist Tower, Saraybosna’da gezilmesi gereken yerlerin başında gelmektedir.
Türkçe | ₺ 
